Sponsored Genesis

Genesis-Mining

Sponsored Computta

Mining

adli tabip

Avukat adli tabibi sorguya çekiyordu: 
- Ölüm evrakını imzalamadan önce adamın nabzına bakmış mıydınız ? 
- Hayır. 
- Kalbini dinlemiş miydiniz ? 
- Hayır. 
- Nefes alıp almadığını kontrol etmiş miydiniz ? 
- Hayır.
- Öyleyse, ölüm evrakını imzalamadan önce adamın ölü olduğundan emin olmak için gereken hiç bir işlemi yapmadınız, değil mi ? 
Tabibin sabrı taştı: 
- Pekala, şöyle söyleyeyim: Adamın beyni masamdaydı, fakat bütün bildiğim, onun bir yerlerde hala hukuk tahsili yapıyor olabileceğidir....

Artık Takmıyorum

Adamın biri şidddetli ishal şikayetiyle Çapa Hastanesine başvurur. İşlemleri devam ederken karışan kağıtlar sonucunda adamı psikiyatri servisine havale ederler. Aradan 15 gün geçip taburcu olma günü gelince arkadaşı bizim adamı karşılamaya gelir:
-Nasıl oldu geçti mi ishal? 
der arkadaşı. 
Bizimki ise : 
-Hayır geçmedi ama artık takmıyorum.

deli

Tımarhanedeki delilerin sıra ile bir baca deliğine baktıklarını gören doktor ne yaptıklarını merak edip sorar. 
-Orada ne yapıyorsunuz?
Deliler içeride ne var diye merak ettiklerini söylerler. Doktor da merak edip gelir bakar.Fakat hiç bir şey olmadığını görünce delilere kızar ve: 
-burada hiç bir şey yok der. 
Delilerden birisi doktora dönerek:
-Biz yıllardan beri bakıyoruz bir şey göremedik sen galiba delisin bir defa bakmakla mı göreceğini zannettin??!!
der.

Seksen Beşlik Koca

85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir. 
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar: 
Doktor- "İçerde doğum yapan bayan yakınınız mı?" 
Adam- "Evet,eşim.” 
Doktor- "Ama bayan 25 yaşlarında..." 
Adam- "Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
Doktor- "Yoo, aklıma benim dedem geldi de." 
Adam- "Nesi varmış dedenizin?" 
Doktor- "Kendisi av meraklısı idi. Sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi ısrar etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..." 
Adam- "Olur mu?Başkası vurmuştur onu." 
Doktor- "Ben de onu demeye çalışıyorum işte."

Yirmi Dört Saat

Doktor hastasına aylar süren tahlillerin sonuçlarını açıklamaktadır:
-Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var... Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış.
Adam yıkılır ve doktora dönüp :
-Hayır olamaz!Fakat, fakat bundan daha kötü ne olabilir ki?
Doktorun yanıtı kısa olur :
-Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum...

mikrocerrahi

Teksas'lı üç cerrah golf oynarken yaptıkları başarılı operasyonlardan bahsediyorlarmış.
Birincisi başlamış:
- Teksas'taki en iyi cerrah benim. Hastam olan konser piyanisti bir kazada yedi parmağını kaybetmişti, ben ameliyatla yeniden diktim, sekiz ay sonra İngiltere Kraliçesine özel konser verdi.
Diğeri atlamış:
- O da bir şey mi? Genç bir adam kazada her iki bacağını ve kolunu kaybetmişti, ben yeniden monte ettim, iki yıl sonra olimpiyatlarda atletizmde altın madalya kazandı.
Üçüncüsü başlamış:
- Beyler, sizler daha amatörsünüz. Birkaç yıl önce kokain ve alkol ile kafayı çekmiş bir kovboy atını saatte 120 km hızla giden trenin üzerine sürmüştü. Kazadan çalışmam için arta kalanlar sadece atın *ötü ve kovboyun şapkası idi.
- Eeeee Hocam...Peki şimdi ne oldu ?
- Şimdi kendisi ABD Başkanı.

Deriden Cüzdan

Bir ürolog bilimsel takılıp (doğrusunu da yapmış) sünnet işini sünnetçilere bırakmamış. 20 yıllık meslek yaşamında kestiği sünnet derilerini özenle saklamış. Emekli olduğunda da bir deri ustasına götürüp 
"bu derilerden bana öyle bir şey yap ki 20 yıllık hatıralarım yaşasın" 
demiş. 
Bir hafta sonra yapılan eşyayı almaya gittiğinde ne görsün, ufacık bir cüzdan. Canı sıkılmış ve 
"o kadar çok deriden yapa yapa bunu mu yaptın??!!" 
demiş. 
Ama usta da ustaymış, maharetini göstermiş
"Haklısın ufacık görünüyor ama o cüzdan okşayınca bavul oluyor" 
demiş. 

Yaşlı Hasta

Yaşlıca, bir hanıma bir türlü teşhis konulamıyor.Kadıncağız yirmi sekiz gündür Üniversite hastanesinde yatmakta ve hiç bir sonuç yok.Belki dikkatinizi çekmiştir, üniversite hastahanelerinde garip bir hiyerarşi vardır. Profesör başta, arkasında Doçentler, sonrasında baş asistanlar ve bir iki parlak öğrenci. Üçgen düzende neredeyse uçarak giderler. Yine böyle bir gün ve tüm kadro hastanın başında. Profesör sorar: 
- Radyolojik tetkikler ? 
Hemen filmler ışıklı panoya yerleştirilir. Sert ve kararlı bir ses: 
- EKG ? 
Derhal hocanın önüne serilir, 
- Eforlusu ? 
O da hemen açılır hocanın önüne. 
- Laboratuvar tetkikleri? 
Her şey önceden hazırlanmıştır. 
- Elektroansefalografi ? 
- Buyurun hocam. 
- Emar ? 
Dışarıda çektirilmiş(!) emar da konulur büyük patronun önüne. 
- Sintigrafi? 
- Anjiyo?... 
derken Büyük şef sorar : 
- Sken oldu mu ? Kadından gelen cılız bir ses: 
- Bir o olmadı.

doktorlar

Bir İngiliz doktor diyor ki:
-Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.
Alman doktor diyor ki:
-Bu hiçbir şey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada savaşa hazır hale getiririz. 
Amerikalı doktor da diyor ki: 
-Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksas’tan bir beyinsizi aldık ve beyaz saraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.

motor

Dünyanın en ünlü kalp doktoru Dr Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Dr. Bakey'e dönerek:
- "Size bir şey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine Dr. Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş: 
- "Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesenize!!!"

vasiyetim

Amerikalı milyoner bir bayan, genç ve yakışıklı avukatını yanına çağırır ve der ki: 
- Artık yetmiş yaşına geldim ve biliyorum ki artık bu dünyada misafirim. Bugün yarın demeye kalmaz ruhu teslim ederiz... Onun içindir ki sana vasiyetimi yazdırmak istiyorum.Avukatı da:
- Tabi hanımefendi, diyerek hemen kağıt ve kaleme sarılır. Kadın başlar saymaya... 
-Benim bildiğin gibi hiç kimsem yok.bugüne kadar hep tek başıma mücadele ettim ve çalışmaktan ince işlere bile zamanım olmadı.Kendimi bildim bileli iş hayatının içindeyim.Sadece iki dileğim olacak.Biliyorsun servetimin tamamı 100 milyon dolar.Bana öldüğümde 99 milyon dolar harcanarak öyle görkemli bir cenaze töreni hazırlansın ve yapılsın ki; bütün ülke bunu günlerce konuşulsun der.Avukat: 
- Evet efendim anladım, der ve "İkinci dileğiniz ne" diye sorar.Yaşlı ve zengin kadın biraz utanarak biraz da sıkılarak genç ve yakışıklı avukatına: 
- Bugüne kadar hiç kimseyle beraber olmadım ve hala bakireyim.Dediğim gibi bugün yarın göçüp gideceğim bu fani dünyadan.Bu zevki tatmadan ayrılmak istemiyorum ve benimle iş tutmayı kabul edecek kişiye de geri kalan 1 milyon doları vereceğim der.Avukatın gözleri açılır ve: 
- Anladım efendim, diyerek kendisine bu konuda yardımcı olabileceğini söyler. Genç avukat akşam eve geldiğinde kara kara düşünmektedir.Karısı bir şeyler olduğunu anlamıştır ve konuyu avukatın açmasını bekler.En sonunda adam karısına açılır ve o günkü yaşlı milyonerle aralarında geçen konuşmayı anlatır.
Eşi de 1 milyon dolara bu işi yapacak birilerini bulabileceğini söyler ve bunu problem yapmamasını söyler.Avukat en sonunda ağzındaki baklayı çıkarır ve: 
- Hayatım biliyorsun bugünlerde benim de işlerim pek yolunda gitmiyor ve 1 milyon dolar da çok iyi para hani diyorum eğer sen de kabul edersen bir kereden bir şey olmaz.Hem ihtiyarın hayrını alırız hem de iyi bir para 
kazanmış oluruz ne dersin? diye sorar.Genç kadın biraz düşündükten sonra:
- Haklısın hayatım zaten yolun sonuna gelmiş durumda hem 1 milyon dolar da çok iyi para bence bir mahsuru yok der.Genç avukat gelişmelerden son derece memnun ve sabahı zor eder.Doğru yaşlı milyonerin yanına gider ve: 
- Efendim, eğer sizin için de bir sakıncası yoksa 1 milyon dolarlık vasiyetinizi yerine getirmek için talibim.Zaten milyoner bakirenin arayıp da bulamadığı bir olay. 
- Peki o zaman yarın sabah saat 10:00 da malikaneye gelirsin ve bu işi bitiririz der.Akşam avukat son derece neşeli evine gider ve eşine milyoner bakireyi razı ettiğini ertesi gün bu iş için saat 10'da evine gideceğini 
söyler.Eşi de:
- Peki o zaman yarın seni ben bırakırım tahmini ben seni 10:30 gibi yine oradan alırım, diyerek anlaşırlar.Aynen planlandığı gibi ertesi sabah kadın avukatı malikaneye 10 da bırakır ve gider.10:30 civarında evin önüne gelir ve beklemeye başlar.Evde hiç kıpırtı yok.
- Neyse, der kadın 5-10 dakika uzayabilir önemli değil diye düşünür.Saat 11'e doğru artık dayanamaz ve başlar dıt dıt kornaya basmaya.Evden hala ses yok.Birkaç dakika sonra tekrar dıt dıt.Gene çıt yok.Artık kadın iyice sinirlenmeye başlar ve hiç aralıksız kornaya basar.Daaaaaattttttt !!!!! daaaatttttt...!!!!!! Derken pencereden yarı çıplak vaziyet de genç avukat çıkar ve eşine seslenir:
- Sevgilim sen bugün git benim ne zaman geleceğim belli değil.Kadın fikrini değiştirdi.Cenazemi belediye kaldırsın diyoooor.

5 rahibe

5 tane Rahibe öldükten sonra diğer tarafta onları önünde bir tas su ile zebani karşılar. Zebani rahibelerin sıraya girmelerini ister. İlk kadına sorar:
- P...is hakkında ne biliyorsun?.
Kadın 
- Yalnızca dokundum
der. 
- O zaman sadece ellerine suyu sür geç 
der zebani.
İkinciye de aynı soruyu sorar. 
Oda 
- Yalnızca gördüm 
der. 
- O zaman suyu gözlerine sür ve geç 
der. 
O sırada 3. ile 4. kadın yer değiştirir. 
Zebani bunu görünce 
- Ne yapıyorsunuz yer değiştirmek yasak
der.
Bunun üzerine Kadın:
- Arkadaş g**ünü yıkamadan ben bi ağzımı yıkasaydım
der...

Papağan ve Kadın

Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum". 
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım". 
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum". 
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu". 
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür. 
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum". 
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..." 
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. 
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?" 
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem." 
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem" 
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. 
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi" 
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. 
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler" 
diyeceğim. 
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi" 
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"

fizik dersi

Temel, idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sozlu yapmak icin Dursun'u kaldirmis. 
- Kalk bakalim Dursun. Sicak bir gunde arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin? 
- Cami acarim, hocam. 
Hoca atlamis; 
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir? 
Dursun'da yanit yok tabii. Oylece kalakalmis. Sifirini almis oturmus. Bu arada Temel fizikcinin lazlara gicik oldugunu bildiginden sira kendine gelecek diye korkmaya baslamis. Hoca bu kez, 
- Sen kalk bakalim, idris. deyince Temel iyice sinmis. Hoca, 
- Soyle bakalim idris. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin? 
- Ceketimi cikaririm, hocam. 
- Daha sicak oldu. 
- Cami acarim, hocam. 
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir? 
Idris de yanit verememis ve sifiri alip oturmus. Temel'i iyice bir telas almis. Hoca Temel'e donup, 
- Temel, kalk bakalim. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin? 
- Ceketimi cikaririm, hocam. 
- Daha sicak oldu. 
- Gomlegimi cikaririm, hocam. 
- Daha da sicak oldu. 
- Pantolonumu cikaririm, hocam. 
- Oglum cok sicak oldu. 
- Atletimi cikaririm, hocam. 
- Oglum yaniyorsun sicaktan. 
- Donumu cikaririm, hocam. 
- Evladim, ter icinde kaldin. 
- Herseyimi cikaririm, hocam. 
- Sicak imanini gevretiyo yahu... 
- Hocam, bosuna ugrasma, anami da ..kseler acmam o camı...!!!

tatil bitti

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."

Sponsored SimpleFX

Sponsored 24options

Sponsored Computta

S4Mining

Sponsored Adnw

loading...

Sponsored Chitika