Sponsored Genesis

Genesis-Mining

Sponsored Computta

Mining

Tilkinin Orucu

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür.
Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi…
Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun dostum’
Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir ;
‘BU GÜN ORUCUM’
Kurt kendinden emin ;
‘Ben yiyeyim o zaman’
Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.
Kurt but `a uzanır uzanmaz bir patlama ortalık toz duman kurt yaralı hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt ;
‘LAN SEREFSIZ HANI ORUCTUN’
Tilki pişkin pişkin ;
‘Biraz önce top patladı duymadın mı ?’

Temel Fikralari Yasaklansin

Temel dava açmış ve ilk duruşmada Hakim sormuş ;
- Nedir şikayetin ?
- Hakim bey bu Temel fıkraları var ya,benle Fadime'yi ağızlarına dolamışlar bizi rezil ediyorlar..hepsinden davacıyım... kim fıkra diye bizi anlatıyorsa onlardan tazminat talebim olacak..
- Senin adın Temel mi ?
- Evet Temel
- İyi de binlerce Temel var... o fıkralar neden senin için anlatılmış olsun..
- Hakim bey,ben çok iyi biliyorum beni kastediyorlar.. Hakim karşısında duran Temel'i iyice süzdükten sonra ;
- Bak ama o Temel fıkralarının çoğu belden aşağı... oysa sana bakıyorum çelimsiz ve yaşını almış bir Temel'sin... o fıkralar senden çok daha genç, güçlü kuvvetli ve çapkın bir Temel için anlatılıyor... seninle hiç ilgisi yok... bu dava düşer..
-Madem Hakim bey siz böyle takdir ediyorsunuz mesele yok... demek tevatürmüş, ben değilmişim...
- Evet sen olamazsın, başka Temel'dir onlar... sana sıra gelene kadar...
- İyi hoş da Hakim bey bu dava için köyden kalktım buralara kadar geldim... boş dönmeyeyim... hiç değilse o güçlü kuvvetli Temel'den sana bir fıkra anlatayım...
- Anlat bakalım..
- Bizim bu iri kıyım pazulu Temel Hakim karılarına çok düşkünmüş...
- Dur,dur be,ne diyorsun sen...
- N'oldu Hakim bey ?
- Daha ne olacak ,benim Hakim olduğumu bile bile Temel hakim karılarına meraklıymış diyorsun..ağzından çıkanı kulağın işitmiyor galiba..
- Rica ederim Hakim bey, Temel fıkrası için karısı güzel binlerce hakim var... seninkine sıra gelene kadar..

Amerikan Rüyası!

Sarışın bir afet, köprüye çıkmış intihar etmek düşüncesiyle. Tam o sırada köprüden geçmekte olan cabriolet bir araç içindeki yakışıklı yurdum insanı inmiş ve ellerini uzatmış :
-'Hanımefendi neden ölesiniz ki. İstediğiniz yeni bir hayatsa tutun elimden. Ben makine mühendisiyim. Ve yarın gemiyle Amerika 'ya gidiyorum. Dilerseniz sizi de kaçak olarak gemiye bindirebilirim.' demiş.
Çaresiz sarışının pek hoşuna gitmiş bu teklif ve binmiş lüks spor arabaya uzaklaşmışlar gözden.
Ertesi gün adam gerçekten gizlice gemiye bindirmiş sarışını. Gecesinde sarışına gizli gizli yemekler getirmeyi de ihmal etmemiş. Sarışında geceleri adamla birlikte olarak yapılan iyiliğin karşılığını kendince ödüyormuş. Aradan bir iki ay geçmiş.
Kaptan bir gün gemiyi kolaçan ederken bizim sarışına rastlamış saklandığı yer de.
-'Sende kimsin..?' diye sormuş.
Sarışın kısaca anlatmış başından geçenleri ve:
-'işte o hayatımı kurtaran yakışıklı personeliniz beni gemiye gizlice bindirdi. Bunca zaman gizlice yemek getirerek beni aç bırakmadı. Bende bunun karşılığında geceleri onunla birlikte oluyorum' demiş.
Kaptan kahkahayla gülmeye başlamış ve demiş ki : 'KIZIM GECELERİ GÜZEL VAKİT GEÇİRDİĞİNİZE HAŞA ŞÜPHEM YOK. AMA BU GEMİ AMERİKA 'YA GİTMEZ...
KADIKÖY-EMİNÖNÜ VAPURU BU !...'

Samanda mı, kumda mı?

Köylünün biri köye gelen turistleri misafir etmiş ve giderlerken de onlara bir kuzu hediye etmiş.
Sonrakı yıl turist aile de gelirken ona dişi bir domuz yavrusu getirip hediye etmiş.
Zamanla domuz büyümüş. Birgün huysuzlanmaya başlamış. Köylüler düşünmüsler ki; "bu hayvanın çiftleşmeye ihtiyacı var."
Domuzun sahibi köylü; "peki, ama ben bunu nerede çiftleştireceğim?" demiş.
Araştırmışlar; komşu köyde bir erkek domuz bulmuşlar. Adam domuzu nasıl götüreceğini düşünürken; birisi, 'el arabasına koy götür' demiş.
Adam sabah domuzu el arabasına koyup komşu köye gitmiş. Domuzlar çiftlesmişler.
Köylü, erkek domuzun sahibine sormuş:
- Gebe kalıp kalmadığını nasıl anlarım?
- Sabah bak; eğer samanın üstünde yatıyorsa tamam... Yok eğer kumda yatıyorsa; o zaman gene geleceksin." demiş.
Köylü ertesi sabah bakmış; domuz kumda yatıyor. Yeniden el arabasına domuzu koyup komşu köyün yolunu tutmuş.
Ertesi sabah domuz yine kumda yatıyor...
Bu durum böyle 10 gün devam etmiş. Adam ertesi gün kalkmış ve karısına:
- Hanım bak bakalım; bizim domuz samanda mı, yoksa kumda mı yatıyor?
Karısı bakmış, gelmiş:
- Bey domuz ne samanda yatıyor, ne de kumda... El arabasına binmiş seni bekliyor?..

Lazer yazıcı

Komutan Emir erini çağırmış :
-" Bana derhal bir lazer yazıcı bul!
-"Emredersin komutanım"
deyip fırlamis emir eri...Ve üç dakika sonra yanında başka bir erle beraber komutanın karşısına dikilmiş...
-"Komutanım ! Bu hem Laz, hem de er...Ayrıca okuması yazması da var. Size yazıcılık yapar..."
Komutan: ( burnundan soluyarak )"

-İyi ki scanner istememişim! ...

Organizasyon

Temel parmağını camla kesince telaşlanır ve yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine girer. 

İçeride karşısına iki kapı çıkar.
Birinde “Hastalıklar”, diğerinde “Yaralanmalar” yazmaktadır.
Hemen durumuna uyan “Yaralanmalar” kapısından içeri girer.

İlerlerken önüne yine iki kapı gelir.
Birinde “Kanamalı” diğerinde “Kanamasız” yazmaktadır.
“Kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha çıkar.

“Hayati önemde olan” ve “Hayati önemde olmayan”
Durumuna uyan hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulur.

Evde Fadime karşılar:
— Uyyy Temelum!! Sana iyi baktılar mı?

—Hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!

Kısmet

Gece vakti, kasabadaki tek otele yerleşmeyi başaran adam; bir duş alır ve hemen bara iner.. Bakar, 50–55 yaşlarında bir hatun, lakin mihrap yerinde. Yanaşır. Bir kaç dubleden sonra hatun olur bir ilahe ve çok geçmez çıkarlar odaya.. Kadın, ilişkiden fazlasıyla memnun kalmış olacak ki, adamın kulağına fısıldar:

— Seni ödüllendirmem gerek, hiç anne kız birlikte oldun mu?

Duyduklarına inanamayan adam:
— Hayır...
— İster misin peki?
— Bayılırım..

Kadın:
— Gel o zaman, bize gidelim.
Yola çıkarlar, bir süre sonra kasabanın sonunda tek katlı bir eve varırlar. Bahçeye önde giren kadın, evin kapısını açar, karanlıkta içeriye seslenir:


— Anne! Anneciğim!! Sana bir sürprizim var... Uyumadın değil mi? 

Kin

Fadime; biricik sevdiğini,Temel’ini, İdris’in hanımı ile hem de kendi yataklarında sarmaş dolaş yakalayınca, sesini çıkarmaz ve hemen İdris'e gidip durumu anlatır. 
İdris köpürür:
— Vay adi uşağum! Şimdi ben ona gününü göstermez miyum!! diye dövünürken Fadime atılır:
— İdris! Sen de intikaminu penden al!!!

Beraber olurlar, bir kaç kez intikam alındıktan sonra, sigara molası verilir, Fadime, İdris’e:
— Bir kere daha intikam alsana! deyince, yattığı yerden doğrulup sigarasından derin bir nefes çeken idris:
— Penum kinum geçmiştur da!!

Komik ama gerçek, aslında dramatik vakalar

1. Exxon şirketine ait bir petrol tankeri, Kanada açıklarında battıktan sonra iki tane deniz ayısı 80.000 dolar harcanarak temizlenmiş ve büyük bir törenle denize bırakılmışlar. Tam 2 dakika sonra herkesin gözleri önünde bir mavi balina, deniz ayılarını yemiş.

2. New York'ta yaşayan bir psikoloji öğrencisi kız, boş odasını bir marangoza kiralar. Amacı, onunla konuşup, adamın davranışlarını incelemek. Ama iki hafta sonra marangoz kızı bir balta ile parçalar.

3. Bonn'da iki gösterici, domuzların kesimevine barbarca götürülüp orada kesilmelerini protesto ederken, domuzların bulunduğu yerin kapıları kırılır ve 2000 domuz kaçışırken, iki göstericiyi ezerek öldürürler.

4. Amerika'da kadının biri evine gelir ve kocasını mutfakta titrerken görür. Belinden su-kaynatıcıya doğru bir kablo gitmektedir. Kadın hemen kalın bir tahta parçası bulur ve adamın koluna vurarak onu elektrik sokundan ayırmaya çalışır. Adamın kolu iki yerinden kırılır. Sonradan anlaşılır ki, kocası orada mutlu bir şekilde walkman dinliyordur.

Mısır

Tanrı, liderleri toplar:

— Size dünyanın sonunun geldiğini bildirmek için geldim. İki gün süreniz var. Şimdi gidin, halklarınıza haber verin!! der ve ortadan kaybolur. 

Üç lider, ülkelerine geri döner ve televizyonlardan halklarına seslenir.

Beyaz Saray’dan halkına seslenen Obama:
— Sevgili Amerikalılar! Size bir iyi, bir de kötü haberim var. İyi haber, Tanrı’nın varlığını sizin için doğruladım. Kötü haber ise Tanrı bana iki gün sonra dünyanın sonunun geleceğini söyledi!

Putin televizyona çıkar:
— Rus Halkına!! Çok üzgünüm, size kötü iki haberim var. Birincisi Tanrı var, yani geçen yüzyıl inandığınız her şey yanlış. İkincisi dünyanın iki günlük ömrü var.

Ve Kahire. Mübarek televizyondan Mısırlılara seslenir:

— Mısırlılar!! Size iki harika haberi vermek için buradayım. İlk olarak, Tanrı ile çok önemli bir buluşmadan geliyorum. İkinci iyi haber; o, bana dünyanın sonuna kadar sizin başkanınız olarak kalacağımı söyledi.

Öksürmek

Hostesler dışında tek bir kadının dahi bulunmadığı İstanbul – Bangkok seferini yapan uçakta tıka basa erkek doludur. Uçak; Bangkok’un uluslar arası havaalanına inmeye hazırlanırken pilot, rutin konuşmasından sonra ciddileşen ses tonuyla:

— Beyler! Neden Tayland’a geldiğiniz malum! Ama izin verirseniz, size Tayland Sağlık Bakanlığının 2008 / 2009 verilerini okuyayım. Buna göre, seks alanında çalışan Tayland'lı kadınların %50'sinde AIDS var, diğer %50'sinde de tüberküloz (verem). Bu bilgileri, siz müşterilerimizle paylaşmayı bir görev olarak algılar, size iyi eğlenceler dilerim!!

Tüm müşterilerin pür dikkat pilotun söylediklerine kilitlendiğini suratlardan çıkaran 70 yaşlarında, kulağı iyi işitmeyen, arka sıralardaki bey amca, yanındaki tahtakale bıçkını tezgahtar görünümündeki delikanlıyı dürter:

— Evladım, pilot bey ne dedi, ben tam anlayamadım?

Genç adam bakar, adam sağır. Uzun uzun anlatmanın da güçlüğü var, anlamı yok! Amcanın kulağına eğilip bağırır:

— Amcaaaaa! Öksürenleri becereceksin, öbürlerine dokunmayacaksın!!

Kedi

Kedi; Tanrı'dan, bir günlüğüne sahibinin yerine geçmeyi ister. Tanrı, kedinin isteğini kabul eder.Sabah uyandığında kendini evin erkeği olarak yatakta bulur ve günü insan olarak yaşamaya başlar. Akşam olduğunda Tanrı, kediyi çağırır, sorar:

- Ee...!?!  günün nasıl geçti? İnsan olmak hoşuna gitti mi?

Kedi yüzünü buruşturup başlar anlatmaya:

- Sabah tam kalktığımda yalanmak yerine aynanın karşısında bıçakla hiç gereği yokken elimi yüzümü kestim. Yetmiyor gibi otobüste yer olmadığı için yarım saat ayakta kaldım. Oysa kedi olsaydım bir yerlere sığışabilirdim. Sonra işyerinde patronum beni azarladı. Ama hiçbir şey yapamadım. Kedi olsaydım tırmığım ile haddini bildirirdim. Öğle yemeğinde ise haşlanmış sebze vardı. Tuvalete girmek için dakikalarca bekledim. Hâlbuki bir köşede işimi hemen halledebilirdim..

Tanrı şaşırır:

- Peki hiç beğendiğin bir şey olmadı mı?

Kedi, kötü kötü gülmeye başlar:


- Olmaz mı?! Komşunun köpeğini arabaya attığım gib kentin öteki ucuna götürdüm, okkalı bir tekmeden sonra orada bıraktım lavuğu!!

Limon suyu

Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve baş rahibenin önünde diz çökerek;

- Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi...
- Neler geldi kızım?
- Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldiyse, bahçıvanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana...
- Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.
- Aaa, limon hamileliği önler mi?

- Hamileliği önlemez de, en azından suratındaki sırıtmanı engeller. 

Sarışınlar

Barda o meşhur taburelerin birinde oturan kör adam, birden barmene dönüp bağırır: 

- Hey! Bir sarışın fıkrası duymak ister misin?

Şen şakrak olan barmen birden susar.Ortamın sessizliğini kör adamın yanındaki  bozar ve fısıltıyla karışık dürter :

- Fıkrayı anlatmadan önce bilmen gereken bir şey var beyim!!. Öncelikle barmen sarışın, fedaisi de sarışın, üstelik ben de 1.95 boyunda, 200 kg ağırlığında, karatede kara kuşaklı bir sarışınım. Bununla birlikte yanımda oturan da 2.02 boyunda, 225 kilo ağırlığında sarışın da bir halterci. Senin sağındaki arkadaş ise 2.20 boyunda, 300 kg ağırlığında sarışın bir güreşçi. Bu konuda hala ciddi misin?.Bu fıkrayı yine de anlatmak istiyor musun, bayım?

Kör adam:


- Off!! Hayır!! En az beş kez açıklamak zorunda değilim ki!! Aaaa?!!

Sen neden geldin?

Temel ölünce öteki dünyanın görevlileri listeye bakar ve Temel'e:

- Ya, senin adın bu listede yok!! Sen neden geldin? Bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni yeniden dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara göre insan olarak gönderilemezsin artık!. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya dönebilirsin. Ne olmak istersin?
Temel biraz düşünür: 
- Yunus paliğu olayım o zaman!!
Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanır. Aradan 3 dakika geçmez ve Temel tekrar öteki dünyaya geri döner. Çok şaşıran görevli:
- Yine ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin ki?
Temel mahcup ve masum, mırıldanır:

- Yuzme bilmeyrum da!!, Boğuldum!

Temel Uzayda

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş.

Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : 

"Maymunu iyi besle!"

Kadir Abi

Bir gün Haydar isimli bir adam kız arkadaşıyla buluşmak için restorana gitmiş. Oturup kızı beklemeye başlamış.Bir bakmış ki 2-3 masa ileride Kadir İnanır !!!Gitmiş yanına: 
- "Kadir ağabey bir imza alabilir miyim?" demiş.
Kadir İnanır:
- "Tabii" Demiş vermiş imzayı adam gitmiş oturmuş yerine.Bir kaç dakika geçmiş Haydar kalkmış yerinden: 
- "Kadir ağabey birazdan kız arkadaşım gelecek geçerken bir selam verirmisin ya karizma olur." demiş.
Kadir İnanır:
- "Tamam olur"demiş.
Ardından adam dayanamamış kalkmış yerinden yine: 
- "Kadir ağabey be yanımızdan geçerken selam verip iki muhabbet edermisin ya çok sağlam karizma yaparız" demiş.
Kadir İnanır:
- "İyi tamam hadi geç otur yerine ben giderken uğrarım sizin masaya" demiş.
Adamın kız arkadaşı gelmiş oturmuşlar muhabbet ederken Kadir İnanır gelmiş:
- Haydar naber abi? demiş.
Haydar:

- Kadir bi s*kt*r git ya....

Yanik Temel

Temel, iki kulağı yanık vaziyette hastahaneye getirilmiş. 

Doktor bu duruma şaşırıp sormuş: 

-Nasıl oldu bu?
-Ütü yaparken telefon çaldı.
-Peki, diğer kulağın nasıl yandı?
-O da ambulans çağırırken yandı!

Feminist Fadime

Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. 

Amerikalı bir hanım şöyle der: -Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı... 

Alman konuşmacı: -Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış... 

Fadime kürsüye çıkmış: -Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...

Duz Mantik

Temel bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "Düz Mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar;

-Bu kitapta ne yazıyor?
-Okuyunca öğrenirsin...
-Ben onunla uğraşamam, anlat bakiim sen bana.
-Pekala. Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mi mesela?
-Evet var...
-O zaman içinde su da vardır?
-Evet var...
-İçinde su varsa balık da vardır?
-Evet var...
-Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen?
-Evet...
-Hayvanları seviyosan insanları da seversin herhalde?
-Evet...
-O zaman senin sevgilin de vardır?
-Evet var.
-Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir?
-Evet.
-E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir?
-Evet.
-Bak gördün mü? Düz mantık buna denir işte...
Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür...

Dursun sorar;
-Temel o ne?
-Düz mantık kitabı!
-Nası bişey bu anlat bakiim...
-Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı?
-Yook!
-O zaman sen i*nesin...

Zuppe Satici

Gariban bir köylü şehre inmişti. Büyük bir mağazada iki kişinin karşılıklı oturup konuştuklarını gördü. İçerde bir masa ve üç dört koltuktan başka bir şey görünmüyordu. Merak etti ve içeri girdi:

- Selamünaleyküm ağalar.

- Aleykümselam hemşerim ne istiyorsun?

- Merak ettim acaba burada ne satıyorsunuz?

Köylü ile dalga geçmek isteyen satıcı sırıtarak cevap verdi:

- Eşek satıyoruz.

Köylü de taşı gediğine yerleştirdi:


- Sadece ikiniz misiniz yoksa daha var mı ?

Sarışın İle Golf

Bir cumartesi sabahı.. İki genç kadın golf oynuyorlar. Sarışın olanı topu dikmiş sopayı öyle bir savurmuş’ki top havada kurşun gibi uçmuş, öbür delikte golf oynayan bir erkeğe o hızla çarpmış.. Kadınlar dehşet içinde, erkeğin iki elini bacaklarının arasında kelepçeleyip iki büklüm kaldığını görmüşler. Sarışın hızla oraya koşmuş ve özür dilemeye başlamış.. 
– ”Lütfen izin verin size yardım edeyim ben bir fizik tedavi uzmanıyım ve eğer izin verirseniz çektiğiniz acıyı azaltabileceğimi biliyorum”. 
– ”Yooo.. Yooo.. Gerek yok” diye inler gibi konuşmuş adam, elleri hala bacaklarının arasında kelepçeli.. 
– ”Önemli değil birkaç dakika içinde düzelirim merak etmeyin”. Sarışın ısrar etmiş öyle ısrar etmiş’ki adamİ; 
– ”Peki” demiş sonunda.. Kadın çok yumuşak hareketlerle adamın ellerini birbirinden ayırıp iki yana sarkıtmış önce. 
Sonra adamı çimlere uzatmış. Pantolonun kemerini gevşetmiş.. Elini içeri sokmuş ve masaj yapmaya başlamış biraz sonra sormuş; 
– ”Şimdi nasıl hissediyorsunuz kendinizi”. 
– ”Harika” demiş adam. 

– ”Harika hissediyorum ama baş parmağım hala fena halde zonkluyor”..

Casinoda Sarışın

CASINODA iki görevli sıkıntıdan patlamış bir şekilde barbut masasında 
dikiliyorlarmış… 
Derken içeri fıstık gibi bir sarışın girmiş, masaya 10 bin dolar koymuş 
veee; ‘ 
Baylar, umarım sizin için sorun olmaz ama, ben çıplakken kendimi daha 
şanslı hissediyorum” diyerek oracıkta çırılçıplak soyunmuş… 
Sonra elindeki zara öpücük kondurmuş ve; ‘ 
‘Haydi tatlım, bana yeni kıyafetler lazım” diye, zarı fırlatmış… 
Ve, ”Evet!.. Evet!.., Kazandım!..” diye, sevinç çığlıkları atarak iki 
adama sarılıp öpmüş, kıyafetlerini toplamış, masadaki bütün paraları almış 
ve koşa koşa gitmiş… 
İki adam da bakakalmışlar… Biri ”vaovv” demiş, ”ne kadındı be… peki kaç atmıştı?” 
Öteki cevap vermiş; ”Bilmeem…” 
KISSADAN HİSSE:

Bütün sarışınlar aptal değildir, ama bütün erkekler erkektir

Aptal 3 Sarışın

Üç sarışın, detektif olmak üzere polis teşkilatına müracaat etmişler. Yapılması icap eden bir sürü imtihandan birini idare etmek işi Komiser Kâzım’a düşmüş. Komiser Kâzım birinci kıza beş saniye müddetle bir dosyadan çıkarttığı bir resmi göstermiş ve; 
– ”Söyle kızım bu bir suçlunun resmi, bu adamın bariz ne özelliği var? Bunu ileride nasıl tanırsın?”. 
Kız şöyle bir durmuş ve; 
– ”Çok kolay adam tek gözlü”. 
Komiser Kâzım resme bakmış ve; 
– ”kızım bu resim profilden, yani yandan çekilmiş, tabii tek göz göreceksin”. 
aynı resmi ikinci kıza gösterip aynı suali sormuş ve; 
– ”Bana bak” diye ilave etmiş, ”Doğru dürüst bir cevap ver”. İkinci kız; 
– ”Bu adamı tanımak çok kolay çünkü adamın tek kulağı var”. 
Komiser Kâzım “kızım” diye bağırmış. 
– ”Bu resim profilden dedik ya adamın suratının öbür yanını göremiyoruz, Onun için kaç gözü, kaç kulağı olduğunu bilemeyiz”. Kâzım üçüncü kıza; 
– ”kızım lütfen akıllı bir cevap vermeye çalış, beni çıldırtma bu adamın bariz özelliği nedir, bu adamı ileride nasıl tanırsın?” diye sormuş. 
Kız; 
– ”Bu adam lens takıyor” diye cevap vermiş. 
Komiser Kâzım şaşkın şaşkın resme bakmış, ama adamın lens takıp takmadığını bir türlü anlayamamış. Merak etmiş, adamın dosyasını açıp okumuş, dosyadaki bilğiye göre hakikaten adam lens takıyormuş. Komiser Kâzım üçüncü kıza hayranlık içinde; 
– ”Aferin be kızım doğru bilmişsin, şimdi söyle bakalım bu adamın lens taktığını resimden nasıl anlayabildin?”. 
Kız; 

– ”Çok kolay tek gözlü, tek kulaklı bir adamın gözlük takacak hali yok ya”…

37 İnç Televizyon

Bir gün sarışın kadının biri süslenmiş püslenmiş sokağa çıkmış gidiyor. İlerlerken beyaz eşya satan bir dükkana giriyor. 
Havalı bir şekilde dükkanda biraz turladıktan sonra genç kasiyer yaklaşıp; 
-Şurdaki 37 Ekran Tvnin fiyatını öğrenmek istiyorum. 
Kasiyer; 
-Kusura bakmayın hanımefendi ama sarışınlara satış yapmıyoruz, der.
Bunun üzerine kadın sinirlenir ve dükkanı terkeder. Bir hafta sonra kadın saçlarını siyaha boyatır ve koyu bir makyaş yaparak kendini esmerleştirir. Aynı dükkana gene gelir. Dükkanı yine turlar ve kasiyere sorar; 
-37 ekran Tv satın almak istiyorum. Fiyatı ne durumda acaba? 
Kasiyer; 
-Çok üzgünüm sarışınlara satışımız yoktur.
Kadın bunu duyunca çok sinirlenir ve ayrıca çok merak eder kasiyerin kendisini nasıl tanıdığını. Bu merakla sorar. 
-Beyefendi bu gelişimde saçımı boyattım makyajımı değiştirdim ama siz beni tanıdınız. Nasıl oldu bu?
Kasiyer cevap verir; 

-Çok basit hanımefendi, o baktığınız 37 ekran Tv değil, mikrodalga fırın.

mühendis ve isletmeci

Günün birinde aynı üniversitede görevli üç işletme uzmanı ile üç mühendis İstanbul’a bir seminer için davet edilmişler. Altı kafadar daha ucuz olacağına inanarak trenle gitmeye karar vermişler. Hep birlikte tren bilet gişesine gitmişler, mühendisler birer tane bilet almış, işletmeciler yalnızca bir bilet alıp trene binmişler. Mühendisler, işletmecilere tek bilet ile nasıl seyahat edeceklerini sorunca;
– Bekleyin göreceksiniz!
Cevabını almışlar. Bir süre sonra kondüktör bilet kontrolü yapmaya başlayınca işletmeciler hep birlikte trenin tuvaletine girmiş ve kapıyı kilitlemişler. Kondüktör bilet kontrolünü bitirip tuvaletin önüne gelmiş ve kapıyı çalmış. Kapı aralanıp içeriden bir bilet uzatılmış. Kondüktör de bileti işaretleyip gitmiş. Mühendisler bayılmışlar bu işe ve dönüşte aynı numarayı kendileri de yapmaya karar vermişler. Seminer bitince yine aynı ekip istasyona gitmişler, mühendisler bir tane bilet almış, işletmeciler hiç bilet almadan trene binmişler. Mühendisler biletsiz nasıl seyahat edeceklerini sorunca yine aynı cevabı almışlar:
– Bekleyin göreceksiniz.
Kondüktör bilet kontrolüne başlayınca mühendisler hemen birlikte tuvalete girmişler. İşletmeciler de diğer tuvalete girmiş. 5 dakika sonra işletmecilerden birisi tuvaletten çıkıp diğer tuvaletin kapısını çalmış, kapı aralanıp içeriden bir bilet uzanmış. İşletmeci bileti alıp diğer tuvalete girmiş ve kondüktörü beklemeye başlamışlar…
mühendislerden en genç olanı tuvaletten çıkıp diğer tuvaletin kapısını çalmış…
İşletmeciler kapıyı bile açmadan :

Hadi lan, bizim numaramızı bize mi yedirecen…

Sponsored SimpleFX

Sponsored 24options

Sponsored Computta

S4Mining

Sponsored Adnw

loading...

Sponsored Chitika